Olumsuzluk Önyargısı ve Ergenlik
Beynimizin nörolojik yapısının evrimi gereği olumsuz şeylere odaklanma gücünün daha yüksek olduğunu düşününce, psikoloji kaynakları dünyamıza güneş gibi doğuyor sanki.
Bu konuda pek çok kaynak bulunabilir yine de ben net bir kaynak belirtmeden yazabiliyorum şimdi. Yazının sonunda birkaçını paylaşacağım. Evrimsel olarak insan beyninin gelişimi açıklanırken, olumsuz düşünce çok anlamlı bir yerde duruyor. Aslında olumsuz ve günümüzde pesimist diye adlandırabileceğimiz bir düşünme şeklinin, avlanmanın ve vahşi hayatın içinde olunan dönemde gereken tedbiri almak için bir önkoşul olduğu fikri kabul görüyor. “Ya şu düzlükten bir kurt çıkarsa!” gibi düşünceler, vaktiyle insanlığın çıkıp gelecek bir vahşi hayvana karşı aklını kullanmasını, aldığı tedbirleri artırmasını ve dikkatini toplamasını kolaylaştırmış. Varsayılan şu ki tamamen olumlu düşünen ve dolayısıyla bir tedbir almaya da motivasyonu olmayan bir insan grubu varolmuşsa da canlılığını çok da sürdürmeden yem olmuş ve tarih sahnesinden silinmiş olabilir. Yani hepimiz biyolojik olarak olumsuza odaklanmaya daha meyilliyiz. Yalnızca beynimizin bu eğilimini eğitmemiz ve kendimize doğru sorular sormamız gerekiyor. Çünkü 21.yy.’da bu durum, artık vahşi dünyada yaşamayanlarımız için yoğunluğu arttıkça, karşımıza olumsuz iç konuşmalar, depresyon veya tükenmişlik sendromu gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkabiliyor.
Söz konusu ergenlik dönemindeki birey birey olduğundaysa, beyninin üçüncü kısmı denilebilecek korteksin gelişiminin en yoğun olduğu ergenlik döneminde o şimdi. Onun uyarı mekanizması, bir yetişkinden çok daha hassas bazen çeşitli duygularının yoğunlaştığını gözlemleyebilirsiniz. Böyle zamanlarda onun bu beyin3 veya üst beyin denen irade sahibi de olmasına yarayacak beyin kısmının henüz yapım aşamasında olduğunu düşünerek, ebeveyn olarak kendi sakinliğinizi koruyabilir ve duruma daha umutlu bakabilirsiniz. Bu iyimserlik istikrarlı olduğunda, çocuğun düşünme şekline de yansıyor eninde sonunda. Aslında gelecekti haline dair davranışsal öğretilerinin çoğunu sizin ona verdiğiniz tepkilerden süzerek alıyor da diyebiliriz.
Hem ev içi sohbetlerin olumlu yanlarını duyuyor olması hem de okul sonrası sohbetlerde sorulabilecek sorular zaman içinde beyninin aslında yeniden şekillendiği bu ergenlik döneminde, faydalı olabilir. Ergenliği davranışların yerleşik özelliklerini biraz daha iyileştirmek için uygun bir fırsat olarak kabul edebiliriz. Yine de, onun mizacına uygun olduğu gibi kabul edildiğini hissettiği bir aile her şeyden önemli tabi. Yani eğer ki paylaşacağım soruları veya benzeri olumlu soruları sormayı düşünürseniz, onu olumlu düşünmeye ikna etmeye çalıştığınızı ve onun fikrine karşı çıktığınızı düşündürtmeyecek şekilde olumlu soruların dozunu azar azar artırarak gidebilirsiniz.
İnsanlar olarak bazı olumsuz durumların varlığında da olumluya odaklanabileceğimizi hissettiren/düşündüren sorular:
1- Bugün okulda öğrendiğin bir şeyi bana da gösterir misin?
2- Geçen seneye göre, bu senenin ne gibi farklı tarafları var senin için?
3- Bugün okuldaki en zor şey neydi? (Neyi başardığını neyi atlattığını da hatırlamış oluyor)
4- Bugün en eğlenceli/zevkli/öğretici (hangisi hoşuna gidecekse) ders hangisiydi?
5- Bugünün en iyi yanı neydi? Bugün oh iyi ki böyle oldu dediğin bir şey oldu mu okulda?
vb. sorular. Bu noktada sizin ebeveyn olarak bu vb. farkındalıklı sorular sormanız da olumlu etkiler yapar siye düşünüyorum.
Cevaplar olumsuz olabilir. Uzun uzun sabırla dinleyip onun olumsuz olarak gördüğü şeyleri iyice dinleyip, onun söylediklerini ona aktarabilirsiniz.
Örn;
…
Çocuk: Bugünün hiçbir güzel yanı yoktu!!
Yetişkin: Bugünün hiç güzel yanı yoktu yani. Hmm evet bazı günler böyle olabiliyor, demek bugün senin için böyle oldu. Bahsetmekmek istersen dinleyebilirim.
Böyle olduğunda olumsuzluklara, öfkeye, üzüntülere de yer olduğunu kabul ettiğinizi hissedebilir. Bir çeşit ne hissedersen hisset seni dinlemek isterim mesajı. Yine de, ertesi günlerde yine gün sonu sorularını sormaya devam edebilirsiniz. İsterseniz tarih atıp minik notlar alıp ilerde okuduğunuzda ailece eğlenebileceğiniz bir kaynak da yaratabilirsiniz efenim.
Son olarak bu döneminde yoğun bir duygusallığa teslim olma gözlemleyebilirsiniz, bu herhangi bir duygu olabilir. Bunun doğal olduğunu, korteksinin tekrar inşaa halinde olduğunu ve sizin tepkinizin o inşaada inşaat malzemesi olarak kullanılacağını hatırlamanız gerekebilir. Bu düşüncelerle nefes alıp umudunuzu artırıp huzurlu mimikler kullanmanız en zoru ama en önemlisi. Çünkü kaç yaşımıza gelirsek gelelim bizi büyüten kişilerin yüz ifadeleri ve mimikleri dünyanın nasıl bir yer olduğunu bize hissettiren ana kaynaklardan birisidir. Kolay gelsin 🙂
Bazı Kaynaklar:
https://lindastade.com/overcoming-negativity-children/
Ergenlerle İletişim Sanatı Kitabı, Janey Downshire ve Naella Grew